15 Aralık 2010 Çarşamba

VAZGEÇMEK



Başlayan 3 nokta bir yaşanmışlığın tamamıdır.Sonra o 3 noktayı inkar etmek zorunda kalır insan bazen.Bütün o yaşanmışlığı hiç olmamış saymak zorunda kalır.Kendi kendine verebildiği en acı ıstıraptır o 3 noktanın inkarı.
Hayat güzeldir.Ama tek başına hayat bir anlam ifade etmez.Sadece doğumun ve ölümün arasındaki alelade zaman bütünüdür.Eğer o sürece katabildiğin bir aşk varsa o zaman doğrudur ‘’Hayat güzeldir’’ cümlesi...
Aşkı tanımlayanlar şöyle demişler; Kusursuz teslim olmaktır aşk, yar için serden geçmektir,tapınmaktır,sorgulamadan koşulsuzca kabullenmektir bütününü.Aklını yitirdiği andır insanın.Dışarıdan ıstırap gibi görünen her şey aşık olduğun gülün dikenleridir senin için.Sen yarine sarılmışsın , dikeni batsa ne olur.Gül dikeniyle güldür der.Güle ayrı , dikenine ayrı aşık olursun.Diken can yakar ama seninkini değil herhangi birininkini...Bedensel olan her şeyden sıyrılmışsındır artık.Hiç batınca ruhu kanatan diken olur mu?Olmaz hele bir de yare aitse hiç olmaz.Sen yare aşıksın diken yarin dikeni.Yar dediğin dikenli gül be canım.Dikensiz olsa gül olmaz.Aşk olmaz... Acı çekeceksin ki aşkı bilesin.Aşığım diyebilesin.
Mum’un pervaneye aşkıdır gerçek olan aşk.İlk yaklaşışında söneceğini bile bile vuslatını bekler mum.Bile bile ölmektir onun için kavuşmak...Böyledir işte bile bile ölürsün aşık olduğunda.Ama can geçicidir dersin.Kalıcı olan, ölmeyen aşkındır.Gözün kırpılmaz işte ondan sonra.Adım atarken düşünmez koşarsın...
Şebi hicran yanar canim döker kan çesmi giryanım
Uyarır halkı efkarım yatan bahtım uyanmaz mi...
Fuzuli rindi savdadır her zaman halka rüsvadır
Sorsalar bu ne savdadır bu sevdadan usanmaz mı
FUZULİ
Anlatır işte herkes kendine göre.Bir ortak isimdir aşk.Kim nasıl yaşadıysa öyle tarif eder.Ama ayrılık var işte lanet edilesi.Her dilden, her yürekten aynı çıkar karşılığı.Bir başına kalırsın koskoca bir boşluğun içinde.Kimi 1 ayda kimi 1 yılda katar başka insanları boşluğa.Güya geçmiştir artık ama geçmez!Giden götürmüştür giderken seni de.Sen kalanla idare edersin sadece...Sana bıraktığı senle.
Neyse! Bu normal olanıdır.Öyle acılar çekersin ki ölmez sürünür.Süründükçe ölümü ararsın...Bundan acısı var mıdır diye sorardım hep kendime.Varmış tabi .
Sevdiğinden vazgeçmek…
Onu anlatamam işte…

29 Ekim 2010 Cuma

Perdesiz bir enstrumanım.

Demişler ki sen kimsin?

-Ben kemanın sapındaki kararsızlığım.Ya ağlatırım ya güldürürüm.Sen nereye dokunursan ben o ses olurum.İster derdine ağlarsın ,ister keyfime gülersin.

18 Eylül 2010 Cumartesi

ELHAMDÜLİLLAH AŞIĞIZ

7 yaşındaydım daha çocuktum.En büyük üzüntüm bakıp da alamadıklarımdı.Keza şimdi de üzücü bir durum ama ‘’en’’ değil en azından …



Bir kıza aşıktım.Hala tasolarım varken.Misketlerim daha kavanoza konmamış pantolonumun ceplerini delerken.Okulda Ahmet isminde bir sıra arkadaşım vardı.İyi çocuktu vesselam.Onunla takılıyorduk tenefüslerde ve kalan boş zamanlarda.Lan bir baktım Ahmet benim ismini vermediğim o kıza yazılıyor.Böyle saçını çekmeler,kokulu silgi ile hava atmalar falan.Sonra biz Ahmet’le dövüştük.Dayak yedim haybeye*




Sonra büyüdüm işte biraz daha; orta okul , lise, üniversite derken attım kendimi kapitalizmin kollarına çalışmaya başladım.Başka bir kız çıktı bu kez karşıma ona aşık oldum.Bir süre aşık oldum.Sonra bir süre de bağımlı oldum.Sonra yalan oldum.Ve işte aşk hayatım böyle birkaç tecrübe ile bitti.




Ne kadar basit ve sıradan geldi değil mi?Halbuki sadece yaşadığın an güzel her şey.Bittiğinde arkanda kalanlardan ne çıkarıyorsan sonucun o.İnsan bence ya şanslıdır , ya değildir.Mutlu olmakta tamamen bununla alakalı bir şey olsa gerek.Aslında mutlu olduğunu sandığın anda eksik olan bir şeyler hep vardır mesela değil mi?Ama sen elindekine bakar ve ‘’bu benim’’ der mutlu olursun.Mutluluk sahip olamadıklarımızı göz ardı etmektir bence.Ne zaman aslında elinde olandan daha iyisine ulaşma ihtimalini fark edersen.O zaman seni mutlu ettiğini düşündüğün şeyin yetersizliğini görürsün.Ve artık yeniden eksiksindir.Bu yüzden insanlar hep aldatırlar birbirlerini.Her zaman , her fırsat bulunduğunda.Sadakat diye bir söz icat etmiş beyinsizin biri.Hipotez kurmuş mu bu duygunun bulunuş aşamasında acaba.Denemelerde bulunmuş mu? Yahu siktirgit diyesim geliyor her aklıma geldiğinde.*1

Aldatıldığımı falan düşünebilirsin yazdıklarımdan ama senin bildiğin manada aldatılmadım hiç (belki).Söylemek istediğim çok farklı.Hayatın her alanında insanlar kandırılırlar sürekli.Sonra ayrılırsın.Bazen sevgilinden , bazen işinden,arkadaşından .Mantıklı olana dönersin.Mantıklı olan budur.Yalnız olmak…Yalnız gelmişsindir çünkü ve yalnız döneceksindir. Ama mantıklı olan çoğu şey gibi bu da güzel değildir.Sevmezsin.İşte bu bütün aldatılmışlığının içinde anlık bir mutluluk ve benzer bir ruhun eşliğidir aşk.Mantıksızdır.Birini görürsün , beğenirsin,etkilenirsin.Sonra ufak bir cesaret ve dökülsün inleyen nağmeler dudaklarından.Kız beğenir bu sözleri.Seni de beğenmiştir.He! der sana ‘’sevdiceğin’’ olur.İşte bütün güzellik ve muhteşemlik bu ana kadardır.Sonrası teferruat.Herkeste aynı. Kısa bir süre kör devam edersin hayatına.Yeryüzü öyle bir silgi ile silinir ki , sadece o kalır o kara parçasının üzerinde.Böyle melül melül bakar ufacık burnunun üzerindeki kocaman gözleriyle gözlerinin tam bebeğine.Bebeğindir.Ölürsün tek damla eksilmesin göz yaşlarından , hep mutluluğa ve çoban salatasına aksın o gözyaşları diye.Arkadaşların anlamaz seni.Ailen ilgilenmez durumunla.Başkaları dediğin herkes durumdan bihaberdir.Sen sanırsın ki herkese ‘’öyle’’ o. Halbuki artık senin tanrın başka onların tanrısı başkadır.Dünyanın geri kalanından başka bir şeye tapıyorsundur.Kubbesi elleri,mabedin gözleri,kalbi cennetindir.Dualar edersin onun için.Sana tebliğ ettiği din ‘’Aşk’’ tır.Taparsın bağnazca.Sonra biter.Hep biter.Kesin biter ve bazen sen bazen de gider ‘’O’’…


Tekrar özüne dönersin.Mantıklı olana yani, ismin yalın haline.Yalnız ve ürkeksindir.Düşersin yeryüzünden kainatın en sonsuz * boşluğuna.Hep burada kalacağım.’’O’’ gitti ve ben kaldım dersin.’’Yok öyle bir şey.’’Mutlaka bir yasak elma vardır seni cennetten kovduran.Çünkü hiçbir şey sonsuz olmadığı gibi üst paragrafta anlattıklarımı da sonsuza dek yaşayamazsın.Hayatta ya bir kere gelir , ya iki kez hatta belki hiç gelmez başına bunlar.’’Yasak elma’’ ise insan oğlunun hamurunda vardır be güzelim.Halbuki derdin elma ise çık cennetten ,‘’gerçek dünya’’ bilumum meyveye sahiptir.Aşk güzeldir ama sonsuz değildir.Yar güzeldir ama kusursuz değildir.*2



Not: Ne geldiyse aklıma onu yazdım.Kafam dağınık biraz galiba…





* : haybeye tabi.Kız nerde hani?

*1 : demiyorum ama.

*2 : çok karışık oldu kafanda toparlarsın artık.

8 Mart 2010 Pazartesi

Hayat beğenilmek için yaşanır.

Selam sana;


Uzun zamandır buraya karalayacak bir şey gelmemişti aklıma.Bunun sebebi ; sanırım ‘’düşünmek yazmaktan daha kolay ‘’ gibi bir cümle.

Herkesin dahil olduğu toplum, aile , sosyal çevre gibi birçok grup var.Ne bileyim arkadaşların vardır,annen vardır , müdürün vardır,öğretmenin vardır.Yaptığın birçok hareket ve davranışı onların beğenisine sunarsın.Benim kendime sürekli söylediğim ve sonuna kadar inandığım bir cümledir bu ; ’’Hayat beğenilmek için yaşanır.’’Şimdi aklından ‘’saçmalama be salak’’ falan diyor olabilirsin.Veya ‘’İnsanlar para kazanmak için çalışır ve başarılı olmak için uğraşır.’’ veya ‘’yaptığım şeyi birileri beğenmek zorunda değil , ben beğensem yeter.Kimse umurumda değil’’falan da diyor olabilirsin.Ama bu sözlerle kendine yalan söylediğini ikimiz de biliyoruz dimi…Çünkü , kimseyi umursamamak bile bir duruştur.Ve insanlar seni böyle görüp ,senin bu halini beğensinler istersin.Para kazanmak , lüks evlerde yaşamak , her istediğini satın almak , iyi giyinmek , kültürlü olmak hepsi birileri tarafından beğenilmek içindir.Bu birileri de bir erkek için kadınlar , bir kadın içinse erkeklerdir.Yani hayatlarımız karşı cinstekileri etkileme üzerine kurguludur.

Bir erkek için örnek vermek gerekirse , dünyadaki biri hariç bütün kadınlar ona hayranken bile son kadını kendine hayran bırakmak için çabalar ve öyle olsun ister.Başarılı bir kariyer kadınları etkilemek içindir.Çok para da öyle veya güzel bir araba.Hatta bazen yanındaki güzel kız bile başka bir güzeli etkilemek için kullanılabilinir.

Kadınlar içinse çok farklı değildir durum.Hoş görünmek isterler sürekli.Aldıkları elbiselerden yaptıkları makyaja kadar.Gezdikleri mekanlardan fiziki güzellik çalışmalarına kadar her şey ama her şey karşı cinsin gözlerini üstünden alamaması içindir.Bazen bunun farkında olmazlar ama bilinç altında yatan fikir kesinlikle budur.

İnsanın gururunu okşayarak mutlu edersin.Bu bazen ona bir şeyler kazandırarak veya onu överek ,beğenerek (ve bunu dile getirerek)olabilir.Başarı neye göre değerlendirilir?Ne kadar beğenildiğine göre.Örneğin ; insanlar şu an beğendikleri şeylerin karşıtlarını beğeniyor olsalardı,onları yapanlar başarılı sayılacaktı.Yani ne kadar beğeniliyorsan o kadar başarılısın yada ne kadar başarılıysan o kadar beğenilirsin hayatım…*1



Kendinden yola çık bu yazdıklarımı okurken.Sen öyle değil misin?

-Neden başarılı bir iş hayatın olsun istiyorsun?

-Para kazanmak için.

-Bak sen! Peki neden çok paran olsun istiyorsun ?Ne yapacaksın çok parayla?

-İyi bir ev alabilirim(rahat yaşamak için),eğlenebilirim(bar ,kulüp v.s),

İşte yazdığım metinin mahiyetini dışa vuran ve benim de kendime sorduğumda aldığım cevaplar sebebiyle bu yazıyı yazmama neden olan soru:

-Yalnız mı?

-Hayır tabi ki.Ama illa ki bu bir bayan olmak zorunda mı?Belki bir erkek arkadaşımdır.

-*** Siktir git lan prematüre zekalı …



*1 : Bu arada yakışıklı veya güzel olmak da bir başarıdır.Doğuştan başarılmış bir durum….