8 Aralık 2009 Salı

HER ŞEY VATAN İÇİN KARDEŞİM HERŞEY VATAN İÇİN

Merhaba *(4)

Bir şeyler yanlış gidiyor.Olası bir savaşta Türk Silahlı Kuvvetleri gerçekten bu ülke için faydalı işler yapabilir mi bilmiyorum.Neden biliyor musun? Çünkü 25 yaşında bir Türk Genci olarak bu güne kadar ne büyüklerimden ne de askerliğini yapmış yaşıtlarımdan askerliğe dair gurur duyabileceğim bir anı dinlemedim.Umurumda mı ? Tabi ki hayır.’’Neden?’’ diye soracak kadar körsen eğer anlatayım.


Zamanında insanlar vatanları için savaşırlarmış.Bunu yaparken; çıkarlarını değil de namus yerine koydukları,özgür yaşamak için ölebilecekleri , benim diyebilecekleri topraklarda onlara bu hisleri yaşatan liderleri ,komutanları,padişahları v.s ile yaşarlarmış.Şimdi yapılan savaşlar vatan değilde çıkarlar için yapılıyor.Toprak dediğin şey(zamanında savaş mevz-u bahsi olan kara parçası)şimdi yaşayanlar için pek bir anlam ifade etmiyor maalesef.Neyse bu konulara girmeyeyim pek benim yaramdır.İçimde kalması hem benim hem de eğer varsa okuyanlarım için sağlıklı sonuçlar doğurmayacaktır.



Asıl gelmek istediğim mevzu , 72 milyon nüfuslu memleketim Türkiye’de (nam-ı diyar Turkey) bu nüfusun %60 civarında bir kısmını genç insanlar oluşturmaktadır.Bu %60 ın ortalama %50 sinin (eşcinseller de dahil) erkek olduğunu varsayıyorum.Bu %50 lik grubunda %30 unu askerlik yapmaya hazır gariban kitle olarak tanımlıyorum.*(1)Yani her yıl yaklaşık 6.310.000 civarında kişi ortalama 2 yıl sikilmek üzere askerlik dediğimiz bu kutsal ortama dahil ediliyor.Bu insanlar , sivil hayatlarında ne iş yaptıkları , sosyal anlamda nasıl karakterlere sahip oldukları , hangi bulaşıcı veya kronik hastalıklara sahip oldukları,madde bağımlılıkları,şiddet eğilimleri,eğitim düzeyleri v.s gibi kriterlerin hiçbiri değerlendirmeye alınmadan büyük bir tombala poşetinden çekilen numaralar gibi (ki onun bile oynayanların kağıtlarında yerleri var) sallama bir şekilde dağıtıldıkları ve sonunda ,alay , birlik, manga,tabur gibi siktiriboktan terimlerle tanımlanmış gruplarda bir araya toplanıyor ve daha sonrasında 2 yıl boyunca hayata dair hiçbir katkıları olmadan (bence), bilakis bu şahısların hayatını sikmek ve hayatlarında ölene kadar unutmayacakları,hatırladıkça tiksinecekleri 2 yıl geçirmelerini sağlamak üzere kurgulanmış bir eğlenceye(buna mecbur bırakılarak) dahil ediliyorlar.*(2)



İşte benim askerliğe bakış açım tam olarak bu.Sebebi de yukarıdaki askerlik tanımını bana senin söylediklerin sayesinde yapıyor olmam.Yani hiç memnunum bırakın diyenini görmedim.Ama aksini çok gördüm.Şimdi gelelim bu yazıyı yazmaya karar verme sebebime.Yaklaşık bir hafta önce kardeşimi askere gönderdim.Kayseri 1.Komando Tugay Komutanlığı’nın kapısına kadar bizzat gittim.Gideceği yer ve tarihin belli olduğu 10 gün öncesi ile tugaya girdiği an arasında zamanın çoğunu birlikte geçirdik.Aslında doğduğumuzdan beri zamanımızın çoğunu birlikte geçiririz.Çok tembeldir.Ne zaman bir şeyler yapalım,akşam dışarıya çıkalım desem ‘’Ya mal mısın oğlum gel PES*(3) oynayalım’’gibi bayıldığı bu sosyal aktiviteyi ısrarla önererek baskın çıkardı.Bende zaten yalnız bir boka benzemeyeceği için ve onun kadar olmasa da (kimsenin olamaz)PES oynamayı sevdiğim için çok kolay ikna olur ve ona katılırdım.Sonra biralarımızı alır ve sabaha kadar Rooney ve Messi arasındaki o inanılmaz çekişmenin tarafları olurduk.Veya dışarıya çıktığımız zamanlarda da klişelerimizin dışına çıkmaz aynı mekanlara gider aynı saatlere kadar oturur aynı saatte evde olurduk.Sonrası malum zaten ‘’PES’’.Neyse.


Şimdi düşünüyorum da böyle bir insanı askeriyede hangi pozisyonda kullanabilirler veya böyle bir insanın Türk Silahlı Kuvvetlerine ne gibi bir katkısı olabilir.Tabi ki gaza gelmiş her Türk genci kadar vatanı için savaşmaya hazır bir psikolojide olacaktır.Ama gerçekte öylemidir?Sen gerçekten öyle miydin?


Birlikte geçirdiğimiz son 10 günü hayatımızın geçmişte geri kalanıyla kıyaslıyorum da ,o 10 gün boyunca gerçekten o ‘’O’’ değildi.Bunun sebebi de senin anlattıkların.Giden herkes mantığın olmadığı yer diye tanımlarken gerizekalı bir çok bünye de bir gencin askerliğini yapmadan gerçeğin ne olduğunu göremeyeceğini ,hayatı orda öğreneceğini zırvalar durur.Eğer hayat bir insana onu mantıksızlıklar silsilesi içinde sikerek öğretiliyorsa sivilde bu ortamı sağlayabilirim.İsteyen gelsin ben sikeyim.
Bir annenin oğlu askerde olduğu için ağlamasının sebebi her zaman oğlunun şehit olma korkusu değildir.Anneler de bilirler çünkü senin anlattıklarından askerliği.Oğlunun orda ne şartlarda yaşayacağını.Bu devlet resmi gelirleri ile Başbakanı’nın çocuğuna yat alırken onun oğlunun orda pislik içinde, bitap ve acınası bir 2 yıl geçirecektir çünkü.O da bilir bunu.Buna üzülür bir çok anne.O büyütüp o yaşa getirmiştir çünkü.Askere giden herkese başka sarılır ayrılırken.En sıkı da annesini sarar o kollar.En çok onu hissetmek ister çünkü giderken.En çok ona güvenir ve en çok onu özleyecektir.Benim kardeşimde bana sarılmıştı giderken annesine sarıldıktan saatler sonra birliğine teslim olmak üzereyken.İste o an bir onu gözlerine baktım,birde arkamdaki yıl boyunca üzerinden hiç kar eksilmeyen ve Kayseri’nin neresinden bakarsan bak rahatlıkla görünen Erciyes’e.Kendi kendime o gözlerdeki korkuda payı olduğu için kızdım o dağa.O an yıkılsa şehrin üzerine dönüp de bakmazdım belki.O kadar sinirlenmiştim sanki karşımdaki insanmışçasına.Son 10 günün korkusu bir anda daha bir derinleşip gözlerine hapsolmuştu.Baktığımda, saçları 3 numara kesilmiş ,faulleri kulak başının hizasında ,sakalları kesilmiş ufak bir çocuk gibi göründü gözüme kardeşim.Sebebi ne saçlardı ne fauller gözlerindeki korku ve ‘’gitmeyin’’ diye haykıran ,’’istemiyorum’’ diye haykıran bakışlardı.Sarıldığında yanağıyla boynunun birleştiği noktayı benim boynuma öyle bir bastırdı ki sarılışı da gözlerinin söylediklerinin tekrarı gibiydi.’’Bırakma kardeşim’’ diyordu içten içe ama ben bir şey yapamıyordum.İşte en çok koyan da o oluyor insana ya neyse işte.O gitti ,ben orda harap oldum.Döndüm tekrar Erciyes’e ve içimden bağırarak.Senin çıktığın toprağı sikeyim dedim.Sence hak etmedi mi?
Neyse bal göbeğim bu da böyle boktan bir his işte.Paylaşayım da sende boktan hisset istedim.


Haa bir de ..! Evet Ben askerliğimi yapmadım.

                                   Askerdeki kardeşim Volkan'a


Notlar :
*(1) : Yazdıklarımın muhatabı askerliğini gerçek anlamda savaşarak yapanlar değildir.
*(2) : Ben farklı hissediyorum,saçma salak konuşma diyorsan ve buna gerçekten inanıyorsan gel sikini öpeyim.
*(3) : Pro Evolution Soccer . Bilmiyorsan öl amına koyayım.
*(4) : ‘’Merhaba’’ benden sana zarar gelmez demekmiş.Niye bilgilendirme ihtiyacı hissettiysem artık.

                                                                                                               

15 Kasım 2009 Pazar

Hey Kadın!Orospuluğunun tadını çıkar..!

Selam ;
Dünya üzerinde yaşayan bu 2 cinsiyetin nadide mensupları hakkında biraz atıp tutmak geldi içimden bugün.Konuyla ilgili kendi safım olan Erkek Cinsini haklı çıkaracak birkaç strateji bile belirledim.Kadınlardan nefret ediyorum .Şimdi bana aranızdan bazı salak olanlarınız soracak:’’Annen , kız kardeşin ,halan,teyzen yok mu terbiyesiz?’’ diyecekler.O kafatasında beyin yerine taşaklarım olan canlılar için bendeki ‘’Kadın’’tanımını biraz daha açmak istiyorum.
Bir erkek için ‘’Kadın’’ başka bir şeydir.Anne annedir,Teyze ise teyzedir.Yani erkek herkese kadın gözüyle bakmaz.Kadın dediğin zaman ıslak dudaklı , yuvarlak kalçalı , dolgun göğüsleri ve uzun saçları olan, konuşurken erekte eden,gözlerinin içine baktığında heyecanlandıran bir varlık belirir erkeğin beyninde(Hepsi böyle mi?Nerdeee..!).Farkında mısın bilmiyorum ama kadın hakkında tanımlama yaparken herhangi bir şekilde duygusal veya mantıksal bir betimleme kullanmadım.Çünkü hiçbir erkek ,evet evet hiçbir erkek kendisine sorulduğunda çok zeki ve vizyon sahibi bir kadın istiyorum demez.Belki biraz içinde olsa fena olmaz diyenlerine denk gelmişliğim vardır fakat onlar da emin olun öncelikleri arasında değildir söyleyenlerin , yada bu cümleleri sarf eden gerizekalı hemcinslerim yüzüne bakılmayacak derecede çirkindirler ve çok fazla seçme hakkına sahip olmadıklarının bilincindedirler.Onlarıda ben erkek olarak tanımlamıyorum zaten.Sadece hayatın içinde maalesef var olan bazı yaşam formlarıdır kendileri.Kendilerini biliyor olmaları güzel bir durumdur.Adlarına sevindim.Bu canlıların dışında kalan erkek ırkı üst kategoriye girmektedir ve doğru tercih sahibi varlıklardır.Aferin onlara aslanlarım benim..!Bu yüzden bana annemi sorma salak kadın!(Kadın sorar abi, erkek ne soracak aburakoyim)






Birde kadın gözünden erkeğe bakalım istersen.Bu durum ülke ve kültüre göre değişkenlik gösteren bir durumdur.Bütün dünya erkekleri için kadınlar aynı kriterlerde değerlendirildiği halde kadınlar için aynısı söz konusu değildir.Kadınlardaki değişiklik toplumsal ahlak kurallarındaki değişiklikle doğru orantılıdır.Tabi bunu götünün keyfine göre kendi istedikleri anlama çekerek oyun hamuru misali piç ettikleri de gözle görülebilir bir gerçek.Örneğin , alman bir kadın bir erkeği arzuluyorsa bunu direkt olarak dile getirmese bile arzuladığı varlığı elde etmek adına rahatça girişimlerde bulunabiliyor.Fakat İranlı bir kadını aynı durumda düşünürsek , üzerindeki toplumsal ahlaki baskı nedeniyle bırak herhangi bir eylem içerisine girmeyi,düşündüğü bile fark edilirse(Adamlarda cihaz var fark ediyorlar abi ) organlarında yapılacak olan değişiklikler gözünün önüne gelir ve orgazm hayali yerini sado-mazoşist işkence korkusuna bırakır.Veyahut Türk kızını ele aldığımızda (ele almak : örnek olarak seçmek),karşısında kendi tabiriyle yumurta gibi bir erkek gördüğü anda içinde yanıp tutuşan Jenna Jameson’ı bastırmak için elinden geleni ardına koymaz.Ölür belki o an , arzu şelalesi olur , sırılsıklamdır sağı solu fakat yine de o fahişe tavrından taviz vermez.Nimettir çünkü o , elde edilemez olandır.
Heh!Getirebildim en sonunda sözü bizim aşüftelere.Bazen bazı insanlardan işte’’Türk kızına bok atanlara dikkat ederseniz avuçları nasırlıdır ‘’veya ‘’Erkek sikemediği hatuna Türk Kaşarı der’’ falan gibi saçma salak savunma duvarı gibisinden cümlecikler duyuyorum.Sen kendini düşün ben bu cümlelerin salaklığını açıklarken.Eğer bir bayansan ,hoş bir erkek gördüğünde 6 aydır kimseyle sevişmiyor olmanın bacak aranda başlattığı ağrıyı düşün.Senin için seks hayatındaki eksikliğinin çevrendekilere zulüm etme konusunda sana nasıl etkileri olduğunu düşün.Yok eğer bir erkeksen,güzel bir bayan gördüğünde ,o an girmeye çalıştığın onlarca karakterden hangisi olacağını seçmenin zorluğunu düşün.Çünkü karşındaki kadının hayallerini süsleyeni bulmanın ne kadar zor olduğunu bilirsin.Kadınla sevişmenin en kolay ve hızlı yollarını düşün.Bende bu arada az önceki cümleleri kuran zar problemi olan salak arkadaşlarımla muhatap olacağım.
Şimdi sana gelelim o meşhur at yarağındaki kelebek.Sen bütün bir ay eşekler gibi çalıştıktan sonra aldığın 645 TL ‘lik bir aylık eşekliğinin karşılığı olan ve asgari ücrete tekamül eden maaşının büyük bir kısmını ,Beyoğlu iş merkezinin çakmacı tekstil mağazalarında o dönemin meşhur Amerikan markalarının kolpalarından hangisini alsam daha tikky(bu kelimeyi kullanmaktan nefret ediyorum ama herkes açısından durumu en net bu kelime tanımlıyor )görünürüm gibi kasıntı tavırlarla harcadıktan sonra geriye kalan aylık akbilinle İstanbul’un fahişe çocuğu bol caddelerinde olmadığın bir yavşak gibi görünmek için(iyi niyet) fink atarken karşına çıkan seninle aynı kategoride bulunan ve aslında olmadığı bir fahişeye ruh veren birkaç embesilden biriyle o anal tecavüze uğramış Türkçenle kurduğun birkaç diyalog sonrasında iki taraf içinde aslında hezimet olan ama hayatı boyunca hiç gerçek anlamda sevişmediğin veya bayan olarak hiç gerçek bir erkek tarafından zevklerinin doruğuna ulaştırılmadığın için farkında bile olmadığın o salak sürtünme işlemini gerçekleştirmiş biri olarak.Bana karşı hiçbir cümle kurma lüksüne sahip değilsin.Bundan sonra kurduğunu her cümlenin ,her kelimesinin,her harfi , kendi orijinal şekli bozulmadan büyük puntolu halleriyle götüne sokulabilir.Bunu bil ona göre konuş sevgilim…





Birde dünyada aşığı olduğum bir akım :’’Feminizm’’.Bayılıyorum bu sosyal görüşe bağlı hayat yaşamayı kendine felsefe edinmiş kadınlara.En büyük hayallerimden biri hepsini bir alana toplayıp ,kendime odakladıktan sonra ‘’Hassiktirin gidin lan’’diye bağırabilmektir mesela.Geçenlerde severek takip ettiğim mecmualardan birinde bu konuda destekçim olduğunu gördüğüm ve kendisiyle tanıştığıma çok memnun olduğum bir antik karakter hakkında bir yazı okudum’’Publius Ovidius Naso’’.Adamcağız bundan 2050 yıl öncesinde götünü yırtmış derdini anlatabilmek için.Bugün benim söylemeye çalıştıklarımı İsa’dan önce 25 yılında söylemiş , haykırmış tüm aleme.İşte anlatmak istediğimde aslında tam olarak bu.Bundan 2050 yıl önce bu fikirdeymiş insanlar.Kadınlar sadece sevişmek için vardır demişler.Bugün yakın döneme baktığımızda Neruda’lar , Bukowski’ler bilinir.Söyledikleri arasında dil farkından ziyade hiçbir farklılık yoktur.Onlarda aynı şeyi anlatırlar benim gibi.Eğer sevişir ve erkeğini mutlu edersen sende mutlu olursun.Çünkü sen bu yüzden yaratıldın güzelim.Benim sinirlendiğim nokta ise.Sadece yaradılış sebebini kullanarak dünyanın en mutlu kadını olma üstünlüğü sana bahşedilmişken,güya kadın erkek karşılaştırmaları konusunda ezici bir üstünlüğe sahip olduğun halde hala ezik tavırlarla zorla altta kalan olma çaban nedir?İşte orospuluk kavramı burada ortaya çıkıyor.Orospu karşıdaki erkeğin nasıl mutlu olduğunu bilen,mutluğu için kendisine mecbur olduğu konusunda emin olan ve bu durumu sonuna kadar sömüren kadındır.Aslında aslolan doğru kadındır. Bu sebepten gülgöbeğim bende hiç kötü bir çağrışım yapmaz bu kelime.


Erkeğini doğru seç ve sonuna kadar sömür tatlım.Sende mutlu ol bırak bende olayım.Sende hayatın insanlığa biçtiği kaderin zıttına hareket etmekten vazgeç ve orospuluğunun tadını çıkar.

1 Kasım 2009 Pazar

CİNS-EL MEVZULAR

Selam;

Geçenlerde internette takip ettiğim haber sitelerinden birinde ‘’Siyah pembe üçgen’’ isminde bir derneğe rastladım.Daha doğrusu bu dernek hakkında bir haber okudum.Bu dernek LGBTT (Lezbiyen,gay,biseksüel,transseksüel,travesti) şeklinde kısaltılan sıradan olmayan cinsel tercihe sahip kişiler tarafından kurulmuş derneklerden biri.Adamlar veyahut kadınlar (adamdan kadın ve kadından adamlar) bir araya gelmiş ve legal yollarla bir dernek kurmuşlar.Fakat ahlak konusunda yüksek derecede erdem sahibi olan yüce valilik ve dernekler komisyonu , kurulan bu derneğin Türk toplumunun ahlak yapısına uygun olmadığı düşüncesiyle yürütme işlemlerine evrak yetersizliği falan gibi zottirik bir bahane bularak engel olmuş ve kapatılması yönünde dava açmıştır…
Şimdi bu yazıyı okuduğunda aklından; ‘’ulan okuyoruz falan ama bu herif ‘İbne’ galiba’’ diye bir düşünce geçebilir.Fakat geçmemesi lazım.Çünkü geçme ihtimaline karşı ben kafamda ufak bir kompozisyon hazırladım.Ve kullanılmaya hazır bir vaziyette bu embesil şahsiyetlerin hazmına sunulmak üzere bekletiyorum.Geçmesin anlaştık mı bebeğim?O zaman sen bana sorarsın ; ‘’Madem ki ‘ibne’ değilsin.Ne ayak bu konu?’’ diyerekten.Sor tabi, bende cevaplayayım ki muhabbet olsun.
Çok fazla televizyon seyreden birisi değilimdir.Sebebini açıklama için ezik entelektüel gerekçelerim yok.Vakit bulamıyorum.Bulsam bende bakarım belki bir şeylere.Fakat Türkiye’de bazı TV dizileri ve aptal saptal programlarda olan anormal durumlar hakkında bilgi sahibi olmak için sıkı bir takipçi olmaya gerek yok.Sen istemesende getirip gözceğizine sokuyorlar.Bu konunun üst paragraftaki konuyla bağlantısına gelince,bazen o kadar marjinal sekanslar görüyorum ki sağda solda (internet ,yazılı medya v.s) şaşırmamak elde olmuyor tabi.Sabah kuşağı programlarında ;karısını 700 kişinin siktiğini söyleyip ‘’fakat ona hala aşığım bana dönsün ne olur’’ diye feryat edenler,dizilerde köyde tecavüze uğrayan kız olarak başlayıp 10 bölüm sonrasında metropol bir şehrin en iyi şirketlerinde iş kadını olabilen esas kız karakterleri ve türevleri gibi bir çok akıl almaz ürünler var.Bunlar Türk insanı tarafından reyting manyağı yapılan programlar özellikle.Benim anlamadığım nokta ise,Muhtarla sado-mazo ilişkiye giren Zühre abla yahut baldızını düşünerek osbir çeken enişte Selman televizyona çıkıp bunu söylediğinde bulunduğu kanal izlenme rekoru kırıyor. Bu normal olan.Peki Ali ‘nin parasının 4/3 ‘ü ile Mehmet’i sikmesi veya Selda’nın Ecem’i düşünerek ve hayal ederek ıslanması(ki çok estetik durumdur).Bu anormal olan mı?
Ulan gerçek olduğunu sanarak televizyonda gördüğün her boka vay be çekiyorsun.Bitene kadar da ayrılmıyorsun o beyaz ve kare lambanın önünden ‘acaba nasıl bitecek’ diye sorarak (bkz:çok fazla partisip kullanıyorum rahatsız oldum).Hatta acıyorsun birçoğuna telefon edip yardım etmek isteyenler var .Peki konu Selman’’ın Selman olmadığını anlayıp ‘’Ben Selda’yım’’ demesine geldiğinde niye direkt olarak boyna doğru tekme sallıyorsun.Eğer erkeksen bir tane daha Selda oldu oğlum işte fena mı ? Yok değil bayan isen senin daha çok seçmenin var onun varlığının seni rahatsız etmemesi lazım.Eğer rahatsız edecek kadar çirkinsen hiç karışma zaten.Örnekleri var ; sen hiç Bülent Abla’mla kıyasladın mı aşkım kendini.(Gerçi bu resimde gideri var ama)


Yapma güzel kardeşim insanları dudaklarının rengiyle değil, arasından dökülen sözlerle değerlendir.Yada o dudakların kimi öptüğünü düşünüp rahatsız olma, seni öpmediği için mutlu ol.Bırak insanlar arasındaki sıvı alışverişi istedikleri gibi gerçekleşsin.Sen kendi tercihini yap.Başkalarınınkine de karışma..! Sözlerimde seni muhatap alıyorum.Eğer düzgün değilsen düzelt kendini.Yok eğer düzgünsen de yamul biraz.Çok düzgün hayat zevk vermez insana…

25 Ekim 2009 Pazar

Ölürüm ama acımasın lütfen!

Selam ;
2 – 3 gündür ‘’ölüyorum’’ yorgunluktan.Bu yüzden pek bir şey yazma imkanı bulamadım.Sonra düşündüm ve dedim ki : ‘’Yorgunluktan ölür mü bir insan ve ölürse acaba ne hisseder.?’’
Ölmez tabi lan !
Ama yorgunluktan değilde herhangi başka bir nedenden dolayı da olsa öyle veya böyle bizimde siki tutacağımız muallaktaki gün mutlak suretle gelecek.Nasıl mı? Ne demek nasıl lan gerizekalı.Bu cümleye nasıl diye cevap mı verilir?(Soranları duydum vallaha)Öleceksin..!Belki birazdan kalp krizi geçireceksin.Belki bir uçak az sonra pencerenden içeri girecek.Belki deprem olacak ve sağ kurtulamayacaksın.Yada gece evine giren hırsız , aldığı hapların etkisiyle seni gördüğünde korkacak ve elindeki bıçağı tam kalbinin göbeğine saplayacak.Bunlar önündeki 5 dakika içerisinde olması muhtemel durumlar.Onun dışındakiler için seçme hakkına sahipsin dostum.Yani ölüm şeklini eczacıdan utanarak istediğin prezarvatifin aromatik varyasyonları gibi değişkenlik gösterebilir.Sen seç ben neler olacağı hakkında ufak tefek bir şeyler buldum onlardan bahsedeyim.

Mesela boğulabilirsin.

Bu en salakça olanlarından birisidir.Neden biliyor musun?Boğulmak için bazı angutluk kriterlerini tam anlamıyla yerine getirmen gerekir.Bunlar ;yüzme bilmediğin veya iyi bilmediğin halde boyunun ortalama 10 cm üzerindeki bir su birikintisine(deniz ,havuz v.b)girmeye kalkışman,önce sevgilinin ateşli teninde saatlerce kan ter içerisinde yağlı güreş eylemini gerçekleştirerek kaslarını kullanılmaz hale getirdikten sonra yüzme sporu ile ferahlama ,tercihe ve maddi durumun mevcudiyetine göre halk plajları veya lüks sosyetik plajlarda (dikkatini çekerim ‘’Beach’’ değil ‘’Plaj’’)belirlenen güvenlik kurallarının ihlali gibi salaklık ötesi durumlardan herhangi birinin gerçekleştirilmesi konusunda harcadığın çabayla doğru orantılıdır.Bunları yaparak ölümüne sebep olma durumunu ‘’boğulma’’ olarak tanımlıyoruz.Suda boğularak öldüğünde resimdeki abinin yüz ifadesine sahip olmakla beraber vücut fonksiyonlarındaki işleyiş biçimi aşağıdaki metinde teknik anlamda var.


Kan kaybedebilirsin.
Bazen bileklerin kesilmesi intihar yöntemleri arasında götü yemeyen arkadaşların tercih ettiği bir yoldur.Bunun dışında trafik kazası v.b durumlarda da ölümüne sebep olabilecek ciddi bir ayrıntıdır.Biraz uzun sürer.Anladığım kadarıyla uzun sürmesi iyi değil.Bileklerde radial arter ve facial arter denilen iki damar mevcutmuş.Sen bileğini kestiğinde redial arter denilen anayolu kapattığından ,kan kaybederek ölüyorsun güya.O biraz zor oluyor.Çünkü can tatlı ve sen ölmek istemiyorsun.Götün yiyorsa dikine kes kuzum.4 ,3 , 2 , 1 Oyun bitti.




Kafanda kesilebilir.

Eğer birini senin kafanı kesmek isteyecek kadar sinirlendirdiysen.Ve bu kişinin bunu fiili olarak gerçekleştirmesi mümkün ise o dakika itibari ile gerisini istediğin kadar dert edebilir kafana takabilirsin.Çünkü ondan kurtulacaksın.He birde kafasını bedeninden ayrı görmek herkese nasip olmaz.Özelsin lan işte..!


Ya intihar ya öküzlüğün zirvesindesin.

Eğer yüksek bir yerden düşerek öleceksen,zeminle arandaki mesafe mevzunun kilit noktası.Mazallah düştüğünde ölmezde sakat kalırsan,ömrünün geri kalan kısmını ölmeyi hayal ederek geçirecek olman kuvvetle muhtemeldir.Bunun yanı sıra sevenin falan da vardır senin.Onlar da sike sike bakacaklar eğer ölmez de sakat kalırsan sana.Bu sebepten ötürü madem bir bok yiyeceksin atla ve havada kafana bir kurşun sık.Sikme milletinde hayatını.

Berbat…
İşte bu bana en ilginç gelen ölümün.Neden mi?Çünkü bu ölüm türüyle ilgili enteresan bir bilgi edindim.Çok enteresan…Belki şahit olmuşsundur,insan cesetleri yıkama aşamasında veya ölüm günü içerisinde içerideki gazı osurma eylemi ile dışarı atar.İste bu türde farklı bir durum söz konusu.Asılarak ölen insanların %93 ‘ünde ereksiyon durumu gözlemlenmiş lan.Düşünsene oğlum boşalıyorsun!Ve bunu birçok insan bilmez.Tam kendine melankolik bir intihar düzeneği kurmuşsun veya 1960’larda erdemlerin ve vatan sevgin uğruna hapis yatmış ölüm cezasına çarptırılmışsın ve asılacaksın.Seni ipin ucunda ölü bulanlar son evlatlarını ıslak moplarla yerden siliyorlar.Ve bir çok insan karşı penceredeki dul ablayı düşündüğünü sanıyor kendini asarken.Var mı bundan daha boktan bir ölüm şekli.

Bu en medeni olanı.Çok fazla yorum yapmayacağım.Durum ortada.Kaktırıyorlar çelik zıpkını popona.Ondan sonra Ciao Bella.


Heyecan yok rahat ol.
Aslında en korkunç olanın bu olması gerekiyor.Ama milletin sikinde değil.Lan..!5 dakikada dünyan değişiyor.Evet evet..Dünyan değişiyor.Bi de durduk yerde.


Ateşle yaklaşma..!
Bak bu tür hakkında ciddi anlamda dumur oldum desem yeridir.Yanan insanın çok acı çekeceğini düşünmüştüm ama ortalama 2,5 dakika içinde sinir hücrelerin yandığından dolayı Ghost Rider kadar karizmatik görünebilirsin.Son pozun bir fotoğrafçıyı zengin edebilir mesela.


21 Ekim 2009 Çarşamba

NEFES Vatan Sağolsun

Selam;
Gittim izledim.İyi olmuş iyi olmasına da kimin umurunda filmin başarılı kamera açılarına ve oyunculuklara sahip olması… Filme biraz önyargı ,biraz götü kalkmışlık birkaç da arkadaş ile gitmiştim.Daha film vizyona girmeden etrafta çok atıp tuttum ben bu film hakkında.Facebook’ta yayınlanan videolarla ilgili olsun,arkadaşlar arasında geçen aptal saptal diyaloglarla ilgili olsun. Niye bu göttavan havaları diye sorduğunu duyuyorum.Sorman da lazım zaten, ki ben de söyleyeceklerimi muhatap edecek birkaç homosapien bulayım karşımda değil mi?
Şimdi gelelim mevzu bahis olan konunun kendisine.Evet filmi beğenmedim.Nedeni ise belki biraz da önyargılarımın da etkisi ile filmin bir sinema ürünü değilde bir aklanma ,bir kafa bulandırma aracı olarak görünmesiydi gözüme. Evet ‘’aklanma’’ belki yanlış oldu bir anda gazla yazdım .Fakat dolaylı yoldan da olsa birazda son dönemde benim İyi niyetli , Saf , Tecavüzcü ,Öğrenci , Memur,Hırsız,Kürt,Laz,Solcu ,Ortacı,Yancı, vatandaşlarımın kafasında çizilmiş olan ‘’Katil TSK’’ imajını tazelemek ve eski kahraman görünümüne kavuşturmak ve aklamak için bayağı bir çaba harcanmış.Filmi ‘’film’’yapmak için harcanmış olsaydı bu çaba çok daha başka bir eser çıkardı ortaya eminim.





Daha fragman ve bazı özel hazırlanmış videolarla tanıtımına başlar başlamaz rahatsız oldum. İlk duyduğumda benim gözümde film seyredilebilinecek standart yerli filmlerden ileri bir film değildi.Fakat anlaşılması zor derecede (ki aslıda o kadar da zor sayılmaz),gereksiz fazlalıkta reklamının yapılması biraz kıllandırdı beni.Kendi kendime ‘’ne var lan bu filmde bu kadar gözüne gözüne sokuyorlar milletin bunu?’’diye sordum.Sonra vizyona giriş tarihinden 2-3 gün sonrasında gittim izledim.Baktım ki film küçüklüğümde izlediğim Sezercik Küçük Mücahit.Ne gaz almıştım o filmde lan.Kanepenin üzerinden kanasla biradere headshot sallıyordum her izleyişimde.Naralar atıyordum evde.Biraderi zorla hazırol da bekletip İstiklal Marşı okuyordum matematik kitabının ilk sayfasından kopya çekerek.Türküm lan ben sıkarım topuklarınıza diye geziyordum evin koridorlarında.Nitekim babama (temsili rum askeri)merdane ile dalmışlığım da vardır.Yani söylemek istediğim şu ki benim Türklük hissiyatımı tavan yaptıran ve anneme zorla ‘’asker’’kıyafeti diktirten bir filmdi.Şimdi izlerken karnıma kramplar giriyor o ayrı mesele.Zaten hala eski tepkileri veriyor olsam ortada arş-ı boktan bir problem var demektir.
NEFES’ de tanıtımlarının yapılmaya başlandığı günden beri standartların çok üzerinde derecelerde insanların gözüne sokulmaya başlandı.Videoları falan internette izlenme rekorları kırdı.Görmüşsündür ‘’sen uyursan herkes ölür laaaan yavşaaaam’’şeklinde askerlik hakkında kılavuz niteliğinde replikler vardı o videolarda.Lan nasıl uyuz oluyorum anlatamam.Bir de ne salak bir arkadaş grubum varmış(istisnası var tabi lan) şu sanal sosyal platformlarda.İnatla periyodik olarak ekranımda güncellenmiş versiyonlarını görüyorum sürekli.Bunun yanı sıra televizyonlarda belirli gün ve aralıklarda bahsi ediliyor.Ya birader yalansa tükür yüzüme ;Şu dünyalar güzeli ülkemin dünyalar güzeli insanları kaç filme Recep İvedik ve bilumum Cem Yılmaz filmlerine gösterdiği ilginin yarısını göstermiştir.Niye bu filmi inatla gözüme sokuyorlar niye niye niye lan niye?Niye mi?
Kendi adıma konuşuyorum.Bütün yazılarımda olduğu ve bundan sonra da olacağı gibi.Bu ülkede bütün dünya ülkelerinde olduğu gibi halkın özgürlüğünün muhafazasını ,evlerinde rahat uyumasını sağlayan tek silahlı birim Türk Silahlı Kuvvetleridir.Bana babam öyle söyledi birader.Asker bizim için nöbet tutuyor dedi.Görünce selam ver ki sen büyüyüp asker olduğunda da onun oğlu seni görüp selam versin piç gibi kalma dedi.Bende öyle bildim.Yalanmış lan.Polisten toplum olarak umudu keseli çok olmuştu da Asker de elimizde patladı(pimini çekip elimize tutturmuşlar sanki amına koyim)iyi mi..?
1.Dün itibari ile 1 yaşına basmış biricik gözbebeğimiz ERGENEKON
2.Yakın tarihte tekrar gündeme gelen askerin gözü önünde yapılmış SİVAS KATLİAMI
3.Komutanının cezalandırmak için pimini çekip askerinin elinde patlamasına sebep olduğu KARNABAHAR
4.Var da şu an yeminle hatırlayamadım.(Kızma kardeşim bende türküm unutamazmıyım?)
5.Uluslar arası terör örgütü liderlerinden CEYLAN ÖNKOL ‘un imha edilmesi
Evet çocuklar yazın ödev;
Ödev :Bu maddelere 1 tane de siz ekleyeceksiniz.
Bu kadar halt rahatsız etmedi mi kuzum seni?Demedin mi hiç ‘’ulan önceden görünce selam verirdim ,şimdi siki tuttuk cümlesi fink atıyor beynimin odacıklarında.’’Söyle bence.İlla kafanda havan topu mu patlatayım?Heh!Söylediysen şimdi asıl söylemek istediğime geliyorum. Peki ben cevabını biliyorum sana sorayım.’’Bu pantolon çok kirli atında yıkansın’’gibi bir hava yok mudur alla sen NEFES isimli gişe rekorları kırması özel olarak planlanmış bu sanat ürünümüzde?Şimdi ben dedim ki sezercikle gaza geliyordum(merdaneyle babaya dalmak da ne demek lan).Atatürk maketi gibi oluyordum birader. Konu yok lan bu filmde. Oxi Action değil mi yani şimdi bu zamazingo? Hayır mı?

Hassiktir ulan..!

Gülme ulan!

Selam ;
Son 2 senedir götüm yemediğinden , hep yapmak isteyip hiç cesaret edemediğim bloğumu yaklaşık 2 gün önce açtım.Ne oldu, cesareti nerden buldun da açtın diye soracak olabilirsin.Vallaha bilmiyorum.Anlık özgüven ve dışavurum isteğinin tetiklediği bir karardır. Ne olduğu hakkında hatırımda kalan bir şey yok.
Bu bloğun kilit noktası benim.Ne gelirse aklıma sıkarım öyle sende okursun.Yani okuduğun cümlelerin telifi bana aittir.İster eğlenip taşak geçersin,ister eğlenip taşak geçmezsin.Ama geçme lan!
Bende seviyorum herkes gibi sinema tiyatro kitap müzik falan.Herhalde burada da onlardan bahsederim.Ama filmde kullanılan animasyon teknikleri,tiyatrodaki repliklerin edebi değerleri,müzikal akımların tarihi yerine daha insani, gerçekçi ve ‘’siktiriboktan’’ yönlerine bakarım herhalde.Bilmediğimden değil haa!Sıkılma diye yoksa o konuda da sağlam atabiliyorum.Çok seviyorum yalan söylemeyi bu yüzden ben bir şey söylersem ,sen bunu arkadaşına;
–oğlum bak şöyle bir şey okudum bir yerde ,vay be adam araştırmış bulmuş lan!
Deme ! Sıçarsın aksini ispatlarsa ki ispatlama oranı da %50.Çünkü ya doğruyu söylüyorumdur yada yanlışı. Yani boka sarmadan toparlayalım.Ben yazıyorum sende yalnızca oku gülgöbeğim tamam mı?Hayata geçirme…Veya geçir bana ne.