8 Aralık 2009 Salı

HER ŞEY VATAN İÇİN KARDEŞİM HERŞEY VATAN İÇİN

Merhaba *(4)

Bir şeyler yanlış gidiyor.Olası bir savaşta Türk Silahlı Kuvvetleri gerçekten bu ülke için faydalı işler yapabilir mi bilmiyorum.Neden biliyor musun? Çünkü 25 yaşında bir Türk Genci olarak bu güne kadar ne büyüklerimden ne de askerliğini yapmış yaşıtlarımdan askerliğe dair gurur duyabileceğim bir anı dinlemedim.Umurumda mı ? Tabi ki hayır.’’Neden?’’ diye soracak kadar körsen eğer anlatayım.


Zamanında insanlar vatanları için savaşırlarmış.Bunu yaparken; çıkarlarını değil de namus yerine koydukları,özgür yaşamak için ölebilecekleri , benim diyebilecekleri topraklarda onlara bu hisleri yaşatan liderleri ,komutanları,padişahları v.s ile yaşarlarmış.Şimdi yapılan savaşlar vatan değilde çıkarlar için yapılıyor.Toprak dediğin şey(zamanında savaş mevz-u bahsi olan kara parçası)şimdi yaşayanlar için pek bir anlam ifade etmiyor maalesef.Neyse bu konulara girmeyeyim pek benim yaramdır.İçimde kalması hem benim hem de eğer varsa okuyanlarım için sağlıklı sonuçlar doğurmayacaktır.



Asıl gelmek istediğim mevzu , 72 milyon nüfuslu memleketim Türkiye’de (nam-ı diyar Turkey) bu nüfusun %60 civarında bir kısmını genç insanlar oluşturmaktadır.Bu %60 ın ortalama %50 sinin (eşcinseller de dahil) erkek olduğunu varsayıyorum.Bu %50 lik grubunda %30 unu askerlik yapmaya hazır gariban kitle olarak tanımlıyorum.*(1)Yani her yıl yaklaşık 6.310.000 civarında kişi ortalama 2 yıl sikilmek üzere askerlik dediğimiz bu kutsal ortama dahil ediliyor.Bu insanlar , sivil hayatlarında ne iş yaptıkları , sosyal anlamda nasıl karakterlere sahip oldukları , hangi bulaşıcı veya kronik hastalıklara sahip oldukları,madde bağımlılıkları,şiddet eğilimleri,eğitim düzeyleri v.s gibi kriterlerin hiçbiri değerlendirmeye alınmadan büyük bir tombala poşetinden çekilen numaralar gibi (ki onun bile oynayanların kağıtlarında yerleri var) sallama bir şekilde dağıtıldıkları ve sonunda ,alay , birlik, manga,tabur gibi siktiriboktan terimlerle tanımlanmış gruplarda bir araya toplanıyor ve daha sonrasında 2 yıl boyunca hayata dair hiçbir katkıları olmadan (bence), bilakis bu şahısların hayatını sikmek ve hayatlarında ölene kadar unutmayacakları,hatırladıkça tiksinecekleri 2 yıl geçirmelerini sağlamak üzere kurgulanmış bir eğlenceye(buna mecbur bırakılarak) dahil ediliyorlar.*(2)



İşte benim askerliğe bakış açım tam olarak bu.Sebebi de yukarıdaki askerlik tanımını bana senin söylediklerin sayesinde yapıyor olmam.Yani hiç memnunum bırakın diyenini görmedim.Ama aksini çok gördüm.Şimdi gelelim bu yazıyı yazmaya karar verme sebebime.Yaklaşık bir hafta önce kardeşimi askere gönderdim.Kayseri 1.Komando Tugay Komutanlığı’nın kapısına kadar bizzat gittim.Gideceği yer ve tarihin belli olduğu 10 gün öncesi ile tugaya girdiği an arasında zamanın çoğunu birlikte geçirdik.Aslında doğduğumuzdan beri zamanımızın çoğunu birlikte geçiririz.Çok tembeldir.Ne zaman bir şeyler yapalım,akşam dışarıya çıkalım desem ‘’Ya mal mısın oğlum gel PES*(3) oynayalım’’gibi bayıldığı bu sosyal aktiviteyi ısrarla önererek baskın çıkardı.Bende zaten yalnız bir boka benzemeyeceği için ve onun kadar olmasa da (kimsenin olamaz)PES oynamayı sevdiğim için çok kolay ikna olur ve ona katılırdım.Sonra biralarımızı alır ve sabaha kadar Rooney ve Messi arasındaki o inanılmaz çekişmenin tarafları olurduk.Veya dışarıya çıktığımız zamanlarda da klişelerimizin dışına çıkmaz aynı mekanlara gider aynı saatlere kadar oturur aynı saatte evde olurduk.Sonrası malum zaten ‘’PES’’.Neyse.


Şimdi düşünüyorum da böyle bir insanı askeriyede hangi pozisyonda kullanabilirler veya böyle bir insanın Türk Silahlı Kuvvetlerine ne gibi bir katkısı olabilir.Tabi ki gaza gelmiş her Türk genci kadar vatanı için savaşmaya hazır bir psikolojide olacaktır.Ama gerçekte öylemidir?Sen gerçekten öyle miydin?


Birlikte geçirdiğimiz son 10 günü hayatımızın geçmişte geri kalanıyla kıyaslıyorum da ,o 10 gün boyunca gerçekten o ‘’O’’ değildi.Bunun sebebi de senin anlattıkların.Giden herkes mantığın olmadığı yer diye tanımlarken gerizekalı bir çok bünye de bir gencin askerliğini yapmadan gerçeğin ne olduğunu göremeyeceğini ,hayatı orda öğreneceğini zırvalar durur.Eğer hayat bir insana onu mantıksızlıklar silsilesi içinde sikerek öğretiliyorsa sivilde bu ortamı sağlayabilirim.İsteyen gelsin ben sikeyim.
Bir annenin oğlu askerde olduğu için ağlamasının sebebi her zaman oğlunun şehit olma korkusu değildir.Anneler de bilirler çünkü senin anlattıklarından askerliği.Oğlunun orda ne şartlarda yaşayacağını.Bu devlet resmi gelirleri ile Başbakanı’nın çocuğuna yat alırken onun oğlunun orda pislik içinde, bitap ve acınası bir 2 yıl geçirecektir çünkü.O da bilir bunu.Buna üzülür bir çok anne.O büyütüp o yaşa getirmiştir çünkü.Askere giden herkese başka sarılır ayrılırken.En sıkı da annesini sarar o kollar.En çok onu hissetmek ister çünkü giderken.En çok ona güvenir ve en çok onu özleyecektir.Benim kardeşimde bana sarılmıştı giderken annesine sarıldıktan saatler sonra birliğine teslim olmak üzereyken.İste o an bir onu gözlerine baktım,birde arkamdaki yıl boyunca üzerinden hiç kar eksilmeyen ve Kayseri’nin neresinden bakarsan bak rahatlıkla görünen Erciyes’e.Kendi kendime o gözlerdeki korkuda payı olduğu için kızdım o dağa.O an yıkılsa şehrin üzerine dönüp de bakmazdım belki.O kadar sinirlenmiştim sanki karşımdaki insanmışçasına.Son 10 günün korkusu bir anda daha bir derinleşip gözlerine hapsolmuştu.Baktığımda, saçları 3 numara kesilmiş ,faulleri kulak başının hizasında ,sakalları kesilmiş ufak bir çocuk gibi göründü gözüme kardeşim.Sebebi ne saçlardı ne fauller gözlerindeki korku ve ‘’gitmeyin’’ diye haykıran ,’’istemiyorum’’ diye haykıran bakışlardı.Sarıldığında yanağıyla boynunun birleştiği noktayı benim boynuma öyle bir bastırdı ki sarılışı da gözlerinin söylediklerinin tekrarı gibiydi.’’Bırakma kardeşim’’ diyordu içten içe ama ben bir şey yapamıyordum.İşte en çok koyan da o oluyor insana ya neyse işte.O gitti ,ben orda harap oldum.Döndüm tekrar Erciyes’e ve içimden bağırarak.Senin çıktığın toprağı sikeyim dedim.Sence hak etmedi mi?
Neyse bal göbeğim bu da böyle boktan bir his işte.Paylaşayım da sende boktan hisset istedim.


Haa bir de ..! Evet Ben askerliğimi yapmadım.

                                   Askerdeki kardeşim Volkan'a


Notlar :
*(1) : Yazdıklarımın muhatabı askerliğini gerçek anlamda savaşarak yapanlar değildir.
*(2) : Ben farklı hissediyorum,saçma salak konuşma diyorsan ve buna gerçekten inanıyorsan gel sikini öpeyim.
*(3) : Pro Evolution Soccer . Bilmiyorsan öl amına koyayım.
*(4) : ‘’Merhaba’’ benden sana zarar gelmez demekmiş.Niye bilgilendirme ihtiyacı hissettiysem artık.